Kitabın Adı: Bit Palas
Yazarı: Elif Şafak
Yayınevi: Doğan Kitap
Sayfa sayısı: 379
Fiyatı: 23 TL
İndirimli Fiyatı: D&R
Kızıma hadi kitapla poz ver deyince şekilden şekile girdi, en makullerini buraya ekledim :). Benim kitaplarıma karşı da oldukça ilgili Eylül. "Anne ben senin kitabını okucam" diyor. Sonra da kitabın sayfalarını yelpaze gibi hızlıca çeviriyor. :) Arasındaki ayracı görüp, kedili kitap ayracını istiyor.. Elinden zor kurtarıyorum kitaplarımı ve ayracımı :).
Bit Palas'ın ilk sayfalarında kitabın adının neden Bonbon Palas olmadığını anlamadım.... Sonlara doğru biraz daha anlam kazandı :).. Bu kitapta Elif Şafak betimlemelere daha çok vakit ayırmış, başta bu beni biraz şaşırtıp kitaptan uzak tutsa da sonra yine içine çekmeyi başardı. Yine su gibi akan, masalsı bir anlatımla alıp götürüyor farklı insanların bambaşka hikayelerine. Ama sonu beni hayal kırıklığına uğrattı, hikayenin bu şekilde bağlanması çok hoşuma gitmedi. Bir de başta uzun uzun anlatılan karakterler, sonlara doğru aceleye gelmiş gibi hemen toparlanmak istenmiş sanki daha fazla uzatmak istenmiyormuş gibi. Tüm bunlara rağmen kitabı merakla okudum ve bitirdim. Okunmamış kitaplarımın arasından kurayla yeni kitabımı seçtim..
Kitaptan bazı alıntılar;
"Zaten onlara kalsa, her ay karneyle verilmeliydi insanlara kelimeler. Herkes, ağzından çıkan sözlerin, tıpkı içtiği su, işlediği toprak gibi kıt kaynaklardan olduğunu, konuştukça sınırlı payından tükettiğini bilmeliydi." (s.76)
"Bir kere, evham insanın dışında değil, insan evhamın içinde barınırdı. Çünkü korku ve kaygı ve kuruntu , "her şeyin başka türlü olması ihtimalinin dehşeti"nden beslenir. (İşte evin, arkadaşların, vücudun, ailen.. Bunlar senin ama maalesef, birgün elinden alınabilir!) Evham'a gelince, o, "hiçbir şeyin başka türlü olmaması ihtimalinin dehşeti"nden beslenir. (İşte evin, arkadaşların, vücudun, çilen... Bunlar senin ve maalesef, hep böyle kalabilir!)(s.109)
"İnsanı kirleten ağzına giren değildir. Ağzından çıkandır insanı kirleten." (s.184)
Vikipedi'den alıntı;
Mezarlıklar üzerine kurulması ve etrafındaki çöplerden dolayı yaşanmaz hale gelen Bonbon Palas adlı bir apartmanın hikâyesi anlatılmaktadır. Art Nouveau tarzında inşa edilen apartmanda yaşayanların hepsi birbirinden farklı kişilerdir. Zıt kuaför ikizler Cemal ve Celal; aşırı titiz Hijyen Tijen ve kızı Su; iki arada bir derede kalmış Mavi Metres; evhamlı ve sinameki Ateşmizaçoğulları; gizemli Madam Teyze; torunlarını masallarla "zehirleyen" Hacı Hacı; Metin Çetin ve uğruna bilimkadınlığını bırakıp peşinden gelmiş Karısı Nadya; yaşamın kıyısında yürüyen Sidar ve köpeği... Apartman sakinleri zıt olmakla beraber onları birleştiren hamamböcekleri ve çöp kokularıdır.
Teşekkürler bu güzel paylaşım için. :)
YanıtlaSilÇOK GÜZEL POZ VERMİŞ UFAKLIK.. KOCAMAN ÖPÜYORUM...
YanıtlaSil