Kitabın Yazarı: Nazlı Eray
Yayınevi: Merkez Kitaplar
Sayfa sayısı: 189
Kitabın kapağını kapattıktan sonra bu kadar duygu karmaşası yaşayacağımı bilemezdim. Sızlayan burnum, dolan gözlerim istemim dışında hareket ediyorlardı.Ölümle yaşam arasında geçen kısacık zamanda neler yaşamadı ki kızıl saçlı güzel kadın. Nerelere gitmedi, kimlerle karşılaşmadı.. Mistik öğelerin havalarda uçuştuğu ortamlarda ya da tek ortam mı demeliydim (aşık papağan barı) sohbetin ta dibine kadar gittiler. Bırakın rüyayı muskanın bile içine girdiler :).. Her ne kadar sonlara doğru kendini tekrarlıyormuş gibi gelse de benim için oldukça farklı bir okuma oldu.
"Her şey iki dudak arasında. Bunu biliyorsun değil mi?"
"'Evet' dedi dudak. 'Göz görür, kulak işitir, beyin çalışır, dudak konuşur.'" (s.125)
"Yaşamda kim koyuyor ki kuralları? dedim"
"Kim koyuyorsa, sıkıcı tutuyor biraz işi, " dedi dudak.
"Yaşam çok kısa.." diye mırıldandım.
"Kaç metre?" diye sordu dudak.
"Bilmem, birkaç elbiselik..
Bir çocukluk,
Bir gelinlik,
Bir yaşlılık elbisesine ne giderse.." (Girişten)
"Acaba boşuna mı uğraşıyoruz mutlu olabilmek için? Mutluluk kuş gibi bir şey mi? Uçtu gitti de biz mi farkında değiliz? Uğraşıp duruyoruz. Bu yakınlarda bir çok sevdiğim insanı yitirdim. Acaba, diyoru ben de mi onların yanına gitsem? İncecik bir çizgi ayırıyor beni onlardan. Geçsem mi o çizgiyi, tüm bu mücadeleyi geride bırakarak..." (s.139)