Kitabın Yazarı: Muriel Barbery
Yayınevi: Turkuvaz Kitap
Sayfa sayısı: 280
Kitabı okurken kaç kişiye sayfalardan birer cümle okuttum hatırlamıyorum. Hayatla ilgili çok güzel tespitlerin olduğu bu kitaba, bir araya gelmez diye düşündüğünüz karakterlerin bir araya gelmesine hayran kalarak okudum. Bitmesin istedim, o yüzden çok yavaş okudum :). Kitabın yazarı felsefeci olduğu için , başlarda bolca felsefe okuma şansını elde ediyorsunuz. Sonlara doğru roman kısmı daha ağır basıyor, ama son ummayacağınız kadar kısa ve uyduruk geliyor kitabın geneline göre. Neden böyle hızlıca toparlamış anlam veremedim. Ama siz yine de bu kitabı mutlaka okuyun. Kitabın başlarında o kadar çok cümle beğendim ki neredeyse her okuduğumu yazar oldum :).
"Yıldızların peşine düşenin sonu kavanozdaki kırmızı balık olmaktır." (s.13)
"Ters olan şey, çocukların yetişkinlerin nutuklarına inanmaları ve yetişkin olduklarında da kendi çocuklarını aldatarak intikam almalırıdır." (s.13)
"Yaşam saçmaysa eğer bu yaşamda parlak bir başarı göstermenin başarısızlıktan daha değerli olmadığını belli ki kimse düşünmemiş. Başarılı olmak daha rahat yalnızca. Üstelik bence aklı başında insana başarı acı verir; vasat zekalar ise her zaman bir şeyler umar." (s.15)
"Güçlüler insanlar arasında hiçbir şey yapmaz konuşup durmaktan başka" (s.45)
"İnsanlar eylemlerin değil, sözcüklerin güç sahibi olduğu bir dünyada yaşıyorlar; nihai yetenek dile hakim olmak." (s.46)
"İhlal ettiğimiz için daha büyük bir hazla yönetebileceğimiz bir ritüelin gücüyle hayatlarımızın karşısına çıkan bu anlar, kalbi ruhun kıyısına yerleştiren büyülü parantezlerdir; çünkü birazcık sonsuzluk, kaçamak da olsa yoğun bir şekilde gelip aniden zamanı döllemiştir." (s.76)
"Çünkü asıl kötüler herkesten nefret ederler; bu kesin ama özellikle de kendilerinden nefret ederler. Birisi kendinden nefret ettiğinde bunu hissetmez misiniz siz? Bu onu yaşarken ölü kılar, kendi olmanın bulantısını hissetmemek için kötü duyguları kadar iyi duygularını da uyuşturur." (s.78)
"Ama her şey vaktinde gelir... Beklemeyi bilen için herşey vaktinde gelir.." (s.90) Savaş ve Barış
"Danışman Bey'in yaşını bilmiyorum, ama gençken bile yaşlı gibiydi, bu da çok yaşlı olmasına rağmen hala genç görünmesini sağladı." (s.103)
"Yaşlıların biraz saygıya hakları var sanırım. Ve bir huzurevinde olmak, saygının sonudur. Bu kesin. Oraya gitmek şu anlama gelir: "Ben bittim, artık bir hiçim. Ben dahil herkes tek bir şeyi bekliyor. Ölümü. Sıkıntının bu üzücü sonunu." (s.109)
"Ama yarından çekinmenin nedeni şimdiki zamanı inşa etmeyi bilmemektir ve şimdiki zamanı inşa etmek bilinmeyince bunun yarın yapılabileceği söylenir, ama bu da berbat bir şeydir; çünkü yarının daima bugün olduğunu görmüyor musunuz?" (s.111)
"Duygularımız irademize karşı koyduğunda, amaçlarına erişmek için elinden gelen kurnazlığı ardına koymaz." (s.117)
"Yaşamak, beslenmek, üremek, doğma amacımızı yerine getirmek ve ölmek. Bunun hiç anlamı yok, doğru, ama işler böyle yürüyor. İnsanların doğayı zorlayabileceklerini sanmaları ve küçük biyolojik şeyler olma yazgılarından kaçabilecekleri yönündeki bu küstahlıkları!... ve kendi yaşam tarzlarının, sevme, üreme ve hemcinsleriyle savaşma tarzlarının acımasızlığı ya da şiddeti karşısındaki körlükleri!..." (s.204)
"İki saatlik uyku insan soyu karşısında sevimlilik göstermeye yetmiyor..." (s.207)
"Biz insanların bir hiçin peşinde koşmaya, gereksiz ve saçma düşünceleri birbirine katmaya büyük bir enerji adayabiliyor olmamız, buradaki fedakarlık beni her zaman büyülemiştir." (s.213)
okuduğunuz kitaplara hayranım yine hayran olduğum bir yorum ve harika sözler gelmiş listeme bu kitabıda alıyorum çok teşekkür ediyorum bu post için
YanıtlaSil